Cuma, Mayıs 03, 2013

kızılderili

ben küçükken de hep kızılderiliydim oyunlarda… iple bağlanmış dişleri kapı kollarından sarkan, gaddarlıklarının en sevimli çağını yaşayan plastik tabancalı kovboylar kaç kez vurdu beni, anımsamıyorum. sonra, büyüdüm: ya da daha doğrusu, yaş aldım yalnızca. tüm soluk benizliler çatal dilliydi ve ben tüm güzel vahşiler gibi bunu göremeyecek kadar saftım. biraz ateş suyuyla beni kandırıp düşlerimi çalmayı çok iyi biliyorlardı – acı kader!.. mustanglerin sırtına ve doğa ananın kucağına alışmıştım ben oysa.beyaz adamın şehirlerinde bozuldu manitu’nun bana bahşettiği ruhumun bekareti: öteki’ne öykünmenin en acı verici tarafıdır maskeli balolar.hem, bilen unutmaz: siular asla affetmez custer’a rehberlik eden melezleri- bizonlar da… şimdi, beynimdeki sinemada bir western izliyorum, hayat öykümden uyarlanan. filmin sonunda anlıyorum kendi kendime verdiğim mesajı: ben kaybetmedim, yalnızca vazgeçtim…

İzleyiciler

Hakkımda

Fotoğrafım
Türkiye
"verba volant, scripta manent..."