ben küçükken de hep kızılderiliydim oyunlarda…
iple bağlanmış dişleri kapı kollarından sarkan, gaddarlıklarının en sevimli çağını yaşayan plastik tabancalı kovboylar kaç kez vurdu beni, anımsamıyorum. sonra, büyüdüm: ya da daha doğrusu, yaş aldım yalnızca. tüm soluk benizliler çatal dilliydi ve ben tüm güzel vahşiler gibi bunu göremeyecek kadar saftım. biraz ateş suyuyla beni kandırıp düşlerimi çalmayı çok iyi biliyorlardı – acı kader!..
mustanglerin sırtına ve doğa ananın kucağına alışmıştım ben oysa.beyaz adamın şehirlerinde bozuldu manitu’nun bana bahşettiği ruhumun bekareti: öteki’ne öykünmenin en acı verici tarafıdır maskeli balolar.hem, bilen unutmaz: siular asla affetmez custer’a rehberlik eden melezleri- bizonlar da…
şimdi, beynimdeki sinemada bir western izliyorum, hayat öykümden uyarlanan. filmin sonunda anlıyorum kendi kendime verdiğim mesajı:
ben kaybetmedim, yalnızca vazgeçtim…
"ben kaybetmedim, yalnızca vazgeçtim." mükemmel.
YanıtlaSil