Perşembe, Mart 18, 2010

"who the fuck is alice?"


son zamanlarda kalbime en değen cümleler, onun cümleleri: defalarca okuyorum. -bana göre- küçücük başyapıtlar yazıyor; toplamda çok az yazısı var oysa. "hap kadar öyküler" diye bir toplama soyundum; kısacık metinlerle anlatmak istiyordum anlatacaklarımı. oysa o, bir "nano öykücü" neredeyse. bir kaç cümleye hikaye sığdırma becerisi inanılmaz -yine bence-. öyle ki, kendi hikayelerinden başkasını filme çekmemiş/çekmeyi düşünmeyecek ben; kafamda onun hikayelerini görselleştiriyorum.
adı alice; ama gerçekte kim olduğunu bilmiyorum: bloglarda gezinirken yollarımız kesişmiş.bazen, okumalardan sonra soruyorum: "who the fuck is alice?"*
alice:kalbime ( ve aklıma ) değen cümlelerin yazarı...
*alice'in blogunun başlığı

GEZGİN
Kapı çalınmıştı, açtığımda sırt çantasıyla karşımdaydı. Bir süre durdu. Tam içeri adım atacakken, bir göz gezdirdi ve geriledi. "Yok yok, ben vazgeçtim, devam edeceğim." dedi. Saçlarımdan öpüp uzaklaştı.
Dün yine mektubunu aldım, yine cevap yazamayacağım. Adresini belirtmemiş, belki de yok. "Bal rengi saçlarından öpebilirim" diye bitirmiş. Halbuki artık beyaz saçlarımdan öpebilir.

http://alicevekurtlari.blogspot.com/

1 yorum:

  1. Şayet biri onları görselleştirse bundan çok keyif alırım, kısa ötesi filmler çıkar herhalde :) Yazarken veya bir takım şeyleri yaşarken sık sık bunu film olarak çeksem nasıl çekerdim diye düşünürüm ama bende ne film çekmek için yeterli teknik bilgi, ne diğer koşullar ne de -ve en önemlisi- yeterli şevk var.

    YanıtlaSil

İzleyiciler

Hakkımda

Fotoğrafım
Türkiye
"verba volant, scripta manent..."