Cuma, Mayıs 07, 2010

derinlik sarhoşluğu


bugünlerde kendimden geçerek kendime gelme çalışmaları yapıyorum. bu çalışmalar hatırı sayılır bir alkol müteahhitliği, kırık kalpler, zedelenmiş bir omuz ve ciddi bir kanamayla sonuçlandı: manevi olarak da...
sanırım dibi arıyorum, şu klişe cümledeki gibi ( ki bir şey klişe olmuşsa doğruluk payı yüksektir ) dibe vurup, dipten güç alarak yükselmek istiyorum belki de... ama benim yeni farkettiğim çok derin sularda yüzdüğüm, ne kadar da açılmışım farkında olmadan.
dibe doğru indikçe, aslında yükseldiğimi düşüneceğim. derinlik sarhoşluğu başlayacak giderek. ve nihayet dibi bulduğumda, "le grand bleu" deki gibi, kendimi, artık balık zannedeceğim...
hep dipte kalmak isteyeceğim: aslında istediğimden değil:

balığın doğası bu olduğundan...

4 yorum:

  1. Bazen herhangibir yerde balık olmak,bu dünyada insan olmaktan daha iyidir.Huzur var hiç olmazsa derinin sessizliğinde.Yanıma kadar inmek istersen elimi uzatayım........

    YanıtlaSil
  2. pınarım senin oralara benim solungaçlar yetmez:))

    YanıtlaSil
  3. fish doesnt think because fish know everything der dipten kum çıkartalımı eklerim

    YanıtlaSil
  4. "God is at the bottom of the sea and I dive to find him."

    YanıtlaSil

İzleyiciler

Hakkımda

Fotoğrafım
Türkiye
"verba volant, scripta manent..."